10 Nisan 2014

ESKİ RUHLAR BALADI

" Karşı karşıya birbirlerine yokluklarını yansıtan iki ayna. Aynı hiçlik görüntüsü...
Zaman boşluğuna karşı yürek boşluğu." E.Cioran

kurudu sayıklamalar 
uçurumun koca ağzı kapandı
acı başka türlü bir şeydi çünkü
yaşamın kendi karanlık uzayı
yer çekimsizliği canın
...

kandan cehenneme sığınanlar anlasın beni:

dile gelmezliği öldürdüm önce 
ilk cinayetim dedim
ne cahil bir yeltenişti
söylemeyi kanatlarımdır bildim
her hecede yer biraz daha çekti içine 

bana sorsan içerden bakıyordum
ne var ki içerdekini dışarı
dışardakini içeridir sanıyordum
hükmü yok sanışlardı  
zannımca bunu bile zannediyordum
çünkü hiçbir mutlağın muadili yoktu bende
yokluğu da çünküyü de kendimden biliyordum.
ve hiç gurur duymadım uçurumun dibinde hayali sözden kanatlar takmaktan.
...

tanrısal bir şey gibiydi hayatı bir çiçeğin taç yaprağında sevmek
tanrısal bir şeyi somutlamak gibiydi
her iki ucunda ateş yanan asanın 
iki ucunu birden yutmak gibiydi

-ne çok gibiydi-

belki sahiden şeytana tapıyordum, kimbilir
kendine tapan insan 
şeytan değilse ne sahi...
...

böyle böyle bilmem kaç pazartesi 
öğleden sonrasız geçti
bilemedim sayeniz neden her gün biraz daha serindi.

sonra çıktım kendimden 
bir selin önü sıra yola revan olan ne varsa gibi
sonra kendimden çıktım. 
ince bir kargaşanın hışırtısı gibiydim
ne çok kamaştım
...


selamete çıkana bin selam olsun dedim
şarkıyı öldürene
ruhunu yadsıyana
gözünü çıkarana bin selam olsun
rengarenkti benim acı tarhlarım
kışı yüklenip gelene bin selam olsun
....

bildik ki kırılgan değil gökyüzü
yıldızın, ayın, güneşin dediği bir şey var değil
boğazına taktığı parmağıyla 
kendi kendini kusana bin selam olsun
...

şimdi kendi dalgasının zulasında büyüyen seslerden olduk
şiirdeki yalandan, yalandaki şiirden olduk..

bildikse de anlamadık hayatın bir fonksiyon olmadığını. 
her şeyin yerine bir şey koyarak, 
her şeye değerler verip işlemiyordu düzenek
bildik de anlamadık

asıl sır, sır diye bir şey olmadığıydı. 
öylesine bir gündü 
göz bebeklerim boğuldu ve bildim.

sanki demin yıkılmıştı hiçliğin duvarları
sanki demin yanılmak yanılmıştı. 

çünkü ben de benliğimi bir dine çevirmiştim. 
noktaya durduğum uzay
suyuna eğilmediğim pespaye zaman...

affolunmasın: hiçliğe kusur eyledim
affolunmasın çizmeme dolan kan.



Betül AKDAĞ

(şiir miir değildir. kanavadır. düzensizdir. öylesinedir.)

1 yorum:

  1. Bu şiiri yayınladıktan dokuz ay sonra bir pazartesi günü yoldaşını kaybeden şair bir daha şiir yazmaya tövbe eder.

    YanıtlaSil

İlginiz özeldi. Teşekkür ederim.