04 Mart 2009

Bazen Bilemez İnsan




Şeytan tırnağı hayatlar da var dedi içinden bakana .


Hiç ama hiçkimseye söylemediğiniz sözleriniz oldu mu sizin? Bedenlenmiş her eterde sınayıp tüketmediğiniz sözceleriniz oldu mu? Ya asla benzeri tadılmamış tek bir duygunuz? Şey gibi hani,

az sonra gırtlağınızdan içeri dökülecek olan bir yudum suyun dehşeti,
içine düştüğü kuzguni karanlıkta ateşe döndüğünü gören birinin hayreti,
bir kar tanesinin diğerlerine kavuştuğunda yitip gidişi,
bir kirazın, "sebebi" olduğundan emin olduğu nisan sevinci,
gözbebekleri büyürken gecede, beyni küçülenlerin tuhaf, masum algısı,
yemyeşil çimenlere demincek düşmüş çiy tanesinin şeffaf tertemizliği,
etin tırnakla sadık teşrik-i mesaisi,

Ne varsa toparlayın. Gıcır gıcır ne varsa çıkınınızda -ki ona küfredebilir en arlanmaz tanrılar- çıkarın koyun masaya işte.
Varsa hiç ışık değmemiş bir yanını da ekleyin retinanızın,
hiç ses değmemiş bir anını kulağınızın ve
yolu beyninizden hiç geçmemiş bir yanını nefesinizin.

Sonra yoğurun hepsini ellerinizle.

Ortaya çıkan her neyse sizden değildir.

Bizden olabilme ihtimali yalanların türevi; "bazen"se genellikledir.

(Sana seslerce söylenecek. Duymayacaksın.
Sana asırlarca, sırlarca söylenecek. Duymayacaksın.

Tanı kendini!

Söylediğin kişi değilsin. Yargıladığın bütün sıfatlardan ibaretsin sen. Bunu sana insanlık adına , kardeşlik adına söyleyecek Jüpiter'in sevdiği birkaç kişi. Tanı kendini.

İnsan olmak için halâ bir seçeneğin var ama bedeli sıfırdan başlamak ve ne kadar işe yaramaz olursa olsun, kendi öz gerçekliğinle yüzleşmek. Bütün çıplaklığınla.

Bazen bilmiyor insan.
Ve genellikle bazen.

Hoşçakal....................)





.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginiz özeldi. Teşekkür ederim.