14 Nisan 2009

Sayrı



"Kediler ölmez, sadece giderler ve bir daha geri gelmezler" dedi duman.
Mırıl mırıl birşeyler söyledi kadın. Güneş doldu gözlerine.

“Nasıl da sökülüyor ilmiği gecenin” dedi duman.
“Nasıl da eklemleniyoruz her an bir başka ana” diyemedi kadın. Huzursuz bacaklarını salladı durdu. Yemyeşil ekin tarlaları kadar esmek isterdi, koca bir bataklık kadar çekti içine kendini.
“Ne kadar hızlı oksitleniyorum farkında mısın” diyemedi, duman sarıp sarmalarken yemyeşil bir yaprağı, gökyüzüne metan bir perde çekti kadın.

"Görüntüler ve gürültülerden ibaret bu çağda anlamın peşinde koşmak ne kadar yorucu değil mi?" dedi duman.
"Her seferinde Amerika’yı yeniden keşfettiğimde kendimi özel ve önemli hissettiğimi itiraf etmeliyim" diye yekindi kadın.

“Bence herşey tesadüfen ve kendiliğinden” dedi kadın.
“Böyle olmasını ne çok isterdin” dedi duman. Bir duvar çatlağından cereyan yapıyordu içeri sızan hava.

“Ben başımızın üzerinden geçip giden bulutlar kadar hükmüm olduğumu biliyorum, ya sen?” dedi duman.
“Bağırma kuşları korkutuyorsun.” dedi kadın.

“Elde değil ben devrik cümlelerle düşünüyorum.” dedi duman.
“Bu nedenle devrilmekten hiç korkmuyorsun demek” diye çınladı kadın.

"Benim hiç kimselerim omuzumdaki zemheri kadar herkestir." dedi duman
"Lütfiye Teyze'nin kimyon rengi elbisesi pazendendi." dedi kadın.

"Buraya bahar gelecek birkaç ay sonra" dedi duman
"Size bahar geldiğinde bizim buralardaki otlar çoktan kurumuş olacak" dedi kadın.

"İnsan birşeyi çok isterse olur değil mi?" dedi duman.
"Kesinlikle evet" dedi kadın.

Bunlar son sözleri oldu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginiz özeldi. Teşekkür ederim.