17 Aralık 2011

Bu bir günlük değildir-5


Soğuk içeri girerken, biz dışarıda aldık soluğu. Bir yerlerde buzların sınadığı ırmaklar da vardı kuşkusuz. Uzak ihtimaller kadar gözümüzün önündeydi hepsi. Uzaktan yakına döndük.

Ay evine döndü, bulutlar uçurtmayı hecelerine böldü. Boğazına taş bağlanmış bir dize oturdu midemize. Gülümsedi. "Tersinme budur işte dostum" dedi iç ses. "Hep şiir yutacak değil ya bizi."

Sonra bir kitap kapağı geldi dineldi karşımıza. Yeni ve aydınlık bir kapı gibiydi. Tünelin ucu, siyahın âhı, kırmızının kızı gibiydi. Azıcık üstten baksanız mutluluk gibiydi. Bir şey gibiydi. Her şey gibiydi. Ama sadece gibiydi. Yüzüne vurduk sahiciliği, sırtını döndü.

İki küçük kızgın omur gürültüyle kükredi:"Kavak gibi dedik sana, çam gibi değil!"
Her şeyin yankısı döndü gittiği yerden. Bir bu dönmedi. Belki kehribara durdu kim bilir?

...

Soğuk içeri taşındı, bizse dışarı.
Şimdi siz kaldınız buhardan içre. Gelişigüzel, bile bile, alabildiğine, tesadüfen, inadına, öylesine ve burda.

Anlatabiliyor muyum?



.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginiz özeldi. Teşekkür ederim.