24 Nisan 2012

Bu bir günlük değildir - 12




büyük taşlar bilir bu seyrelen zamanları. ve insan bilir çözülmenin uçucu kokusunu.
unutkan koca bunak da bilir. hani şu zaman.

koluna giren "kim" değil, nedir artık. tanıdık bir sahne arkadaşından başka değildir güneş bazen. her gece karanlığını içip,
her sabah itinayla ezberini yapan.

mecraını kaybetmiş su olmaktan şikayet neden?
yuvasından atılmış kuş neden hüzne bulaşır sanki? birey olmanın abecesi bu değil midir?
hoşgeldin dedirtir aşk bir bütün coğrafyaya.sanki gelen de giden de kendisi değildir.

ses illa ki kaybolur. doğrudur. ya kaynağından kurur, ya kaynak suları gibi karşı duramaz zamana, ne yapsan yola durur.
güneşini kaybetmiş bir dolunay dağ ebabillerine yuva filan olamaz ayrıca. ayını kaybetmiş bir güneşse fakir ama onurlu bir gençtir. işsizdir.

buğulu bir camın ardı kar kokusu, önü maya yükünden ibarettir.
masum bir cinnetin içrek acısı yüzleşmeyi bilmez oysa var mıdır kitapta yarattığına dönüp bakmamak
yoksa bahsi geçen kitap delikanlı değil midir?

kılıca verilmiş su, darbelenmiş ne kadar nota varsa
işte o kadar güzeldir yaşamak

ve isimsizim benim, prozodik sevgilim
inan evladır uzak sessizliğinde ıslanmak

diyebilir de insan, çünkü aslolan sesin gölgesidir çok zaman.

bu halde şarkıyı ve sesi peşkeş çekmeler
ne size ne hoyrat özsuyuna hak

bölük pörçüklüğün, bütünlüğün embriyosu mu yoksa kadavrası mı olduğu sorusunu sormak gerek kendine.
bir de şu malum ikiz evrenlerden hangisinin raşitik olduğunu...

hiç değilse ara sıra.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginiz özeldi. Teşekkür ederim.