
kaç kere şüphe edilse gecenin suratından
ve turaptan
ve saydamdan
şeytani bir izlektir billurun pırıltısı
bulunacaktır.
En çok ismini bilmezken acıtır göbek bağı. Doğaldır retinaya milatsız far, solungaca lav silahlar doğrultmak. Çünkü gözleri açılmamış bir kedi yavrusu sese yazar ışığı ve renkleri. Sessiz sedasız görse ağ iner seslerine.
Hayat imgelem hatası da olsa senindir. Kabulleneceksin elbet beyaza savurduğun kılıçta kurumuş kanı ve evet diyeceksin “kan kaçınılmazdır yüreğinde ırmağı olmayanlara”. Arınacaksın kendinden kendine doğru. Sonrası her mevsim iç içe geçen yaprak dökmeyen bir halkalı şeker…
Düşüncesiz, olasılığı sıfır yazılar yazmam bundan değil. Güneşe yanlış yerinden değmeseniz yanacağınız yok aslında. Korkularınız olmasa hayata daldığını bilirdiniz gözlerinizin. Sissiz bir ormana tahammül edebilirseniz, olanaklıdır hiç kadar hafif olmak. Çünkü aslında ışıktır sizi tek potada eritecek yegâne ruba. Baş dara düşünce, adından önce ruhunu kaybeder insan. Ne kılıç kalır, ne kan… Nişan tahtasına kendinizi koyun şimdi. Ve anımsayın: Ölüm bile adil değildir sevgi kadar.
İhtimal anlamıyorum sizi ve diliyorum ki anlamıyorsunuz beni. Çünkü Jüpiter’e bile değişmem ruhunuzun daldığı denizi. Çünkü benim nişangâhımdır hecelerimle daldığım o yar. Üzgünüm okudukça biraz daha bensiniz. Harcanmış söz değil, bileceksiniz.
Su âlimdir ateş zorba öyle mi? Siz sol gözünüzü sahi peyderpey mi kaybettiniz?
B.AKDAĞ
Har Meselleri sizin mi?
YanıtlaSilEvet.
YanıtlaSil